Yeni yıldan itibaren geçici karekodlu ilaçları SGK’nın karşılamadığını belirten Eczacılar Odası İl Temsilcisi Neslihan Demirel Uğurlu, hastaların geçici karekodu bulunan ilaçları tam ücret ödeyerek almak zorunda olduklarını söyledi. Uğurlu, piyasadaki tüm ilaçlarda geçici karekodlu ürünlere rastlanmasının mümkün olduğunu belirtti.
SGK’nın yayımladığı genelgeye göre, 1 Ocak’tan itibaren geçici karekodlu ilaçların kurum tarafından ödenmeyeceği, bu nedenle hastaların pek çok ilacı bedelinin tamamını ödeyerek alacağı bildirildi. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Eczacılar Odası İl Temsilcisi Neslihan Demirel Uğurlu, uygulamaya eleştiriler getirdi.
KAREKODLU İLAÇLARI HASTALARIMIZA REÇETELERİYLE VEREMİYORUZ
Uygulamanın hastaları mağdur ettiğini belirten Uğurlu, şunları söyledi. “Tüm Türkiye’de olduğu gibi Bolu’daki eczane raflarında da G2D dediğimiz geçici karekodlu ürünler var. 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe giren genelge gereğince, raflarımızdaki geçici karekodlu ilaçları hastalarımıza reçeteleriyle veremiyoruz. Hastalarımız ancak bedelinin tamamını ödeyerek alabiliyorlar bu ilaçları. Orijinal karekodlu ilaçlardan piyasada bulabildiklerimizi getirtip ancak o şekilde hastalara reçeteyle verebiliyoruz. Ama orijinal karekodu olmayan ilaçlarda var. Reçetedeki bir ilaçtan elimizde geçici karekodlu bulunuyorsa, SGK’nın provizyon sistemi ilacın karşılanmasına onay vermiyor. Öyle olunca da hastalar mecburen ücret ödeyerek ilaçlarını almak zorunda kalıyorlar. Eğer sistem mevcut hali ile kalırsa, antibiyotikten, kalp ilaçlarına, ağrı kesicilerden, tansiyon ilaçlarına ve hatta çocuk ilaçlarına kadar birçok ilaç geçici karekodlu olduğu için SGK tarafından ödenmeyecek.”
BU MİLLİ BİR SERVETTİR VE BÜYÜK BİR ZARARDIR
Hemen hemen tüm ilaçların geçici karekodlu olanlarının piyasada bulunduğunu ifade eden Uğurlu, şöyle devam etti: “Elimizde Sağlık Bakanlığı’nın izniyle üretilmiş, 2013’te son kullanım tarihi dolacak ilaçlar var. Geçtiğimiz yıl geçici karekod uygulandığında bu ilaçlara son kullanım tarihi olarak 2010 verilmişti. Dolayısıyla kutu üzerinde 2012 olan son kullanım tarihi daha sonra geçici karekodla 31 Aralık 2010 olarak belirlendi. Ve kullanım süresi dolmuş kabul edildi. Bu milli bir servettir ve büyük bir zarardır. Bu uygulama da 2012 ya da 2013’te son kullanım tarihi dolan bir ilaca son kullanım tarihi 2010 diyerek bu ilaçların çöpe atılmasına neden olunuyor. Sağlık Bakanlığı bu ilaçların atılmaması için süreyi uzatmaya yönelik girişimde bulundu; ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bu süreyi uzatmadı. Yani sorunun kaynağı aslında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın süreyi uzatmamasından kaynaklanıyor.” İlaç konusunda yaşanan bu sıkıntıların aşılmasını umduklarını dile getiren Uğurlu, bakanlığın bu konuda kesinlikle geri bir adım atması gerektiğini vurguladı.