Yurdaer Kalaycı, Türkmenistan'da 28-30 Nisan 2011 tarihleri arasında Aşkabat'ta düzenlenen “Uluslararası Türk Dünyası Kültürel Miras” Festivali'ne katıldı, Türkmenistan dönüşü izlenimlerini Bolu Gündem'e anlattı.

Turizm Bakanlığı'nın, ülkemizin yemek kültürünün tanıtılacağı toplantılarda sunumları gerçekleştirmek üzere, Türk Osmanlı Mutfağının seçkin örneklerini Türkçe konuşan diğer milletler topluluğu ile tanıştırmak için hemşehrimiz Yurdaer Kalaycı'yı davet etmesi üzerine Kalaycı, 28-30 Nisan 2011 tarihleri arasında Aşkabat'ta düzenlenen “Uluslararası Türk Dünyası Kültürel Miras” festivaline katıldı. Türk Osmanlı Mutfağının seçkin örneklerini tanıtan Kalaycı konuşmasında, "Türkmenistan'a Türkçe konuşan milletler TÜRK-SOY topluluğu olarak gittik. Her ülke bu TÜRK-SOY topluluğuna katkıda bulunuyor. Bu topluluk her yıl bu milletlerin kültür beraberliğinin birleşmelerini sağlıyor. Türkmenistan'da bu sene toplandık. Her millet kendi kültürünün özelliklerini, el sanatlarını, müziğini, yemeklerini sergiledi. Türkmenistan'a gitmiş olmaktan çok mutluyum. Türkiye'nin çok iyi yerlere geldiğini gördüm. Türkmenistan'da zıtlık var. Sefalet var, fakat çok abartılı binalar yapmışlar. Bütün 
binalar mermer kaplı. Türkmenistan'da tek bir parti var. Adamların gurur duyduğu akhalteke atları var; gerçekten çok güzeller. Yollar çok güzel. Her yer ışıl ışıl o sokakların arkasına geçtiğini sefalet
yaşandığını görüyorsun. Turizm ataşeliği tarafından Türk kültürü çok güzel tanıtılıyor. Yemek sunumu için üç gün çalıştım. Pazarda yapacağım yemeklerin malzemelerini çok aradım irmiği çok zor 
buldum. Yemekler müzede sergilendi. Artan yemekleri halk yedi. Osmanlı Saray Mutfağından örnekler sundum. Konuklar benim yemeklerimi yerken bu ne biçim bir şeydir rüyada mıyız diyerek yediler” dedi.