SADECE APTALLAR SEKİZ SAAT UYUR
Başlığı görünce şaşırdınız mı bilmiyorum ama eğer 8 saat ve fazlası uyuyorsanız bu cümle sizi kızdırmış olmalı.
“Sadece Aptallar Sekiz Saat Uyur” Erdal Demirkıran’ın kitabının adı.Eğer uzmanların günde 8 saat uyunması gerektiğini söylediğini duymuşsanız yazar buna itiraz ediyor. “İnsanlara olan saygım, uzmanlara olan saygımdan daha ağır bastığı için yazdım bu kitabı. Göz göre göre insanların hayatlarını yastığa bağlı geçirmelerini hazmedemedim. 8 saat uyumak bir zorunluluk değil, sadece basit bir önyargı;ideal uyku süresi 4 – 6 saat arasında değişir” diyor.
Kitap bir motivasyon romanı.Kendyn uyurken onu bir”Dile benden ne dilersen” cini çarpar ve Kendyn cinden ömrünü uzatmasını ister.Cin de bunu zaten Kendyn’nin kendisinin de yapabileceğini söyler ve onu görünmez yaparak zaman dışı bir yolculuğa çıkarır.İnsanlık tarihine önemli etkileri olmuş kişilerin ne kadar az uyuduklarını görürler.Sabah güneş doğduğunda tüm dünya uyanırken sadece insanların uyumaya devam ettiklerine şahit olurlar.İnsan vücudundaki uyku mekanizmasını gezerler.
Kitap okuma alışkanlığınız olmasa bile bu kitabı sıkılmadan okuyacağınızı söyleyebilirim. Motivasyon kitaplarını sevmeyenler olabilir.Zira pek çoğu bizim kültürümüze uymuyor.Ama bu kitapta uykusunu azaltmak isteyenler için önemli bilgi ve tavsiyeler yer alıyor. Ömrünün üçte birini uyuyarak geçirmek istemeyenler”Sadece Aptallar Sekiz Saat Uyurlar”dan faydalanabilir… Tabii kimse birbirinin aynı değil herkesin ihtiyacı olan uyku saati de farklı ama 8 saatlik uyku süresi de insan için fazla ve doğasına aykırı.
“8 saat uyumayıp da ne yapacağım;uyuyorum sadece, kime ne zararım var?”gibi cümleleri duyar gibiyim.Çok uyumamızın kimseye zararı yok diyemeyiz.Kötü bir şey yapmak kadar yapılması gereken iyi bir şeyi yapmamak da (k)ayıptır.İyi davranışlarda bulunmuyorsak,iyi ve güzel için uğraşmıyorsak kötülüğe meydanı boş bırakıyoruz o zaman.Sonra da gidişatın kötülüğünden dem vurma gibi bir hakkı kendimizde buluyoruz.
“Mirasyediler,gelecek kaygısı olmayanlar ,kaybedecek bir şeyi bulunmayanlar…ne diye az uyuyacaktı ki?”diye soruyor yazar.Mehmet Akif de ümitsizliğe düşüp çalışmayı,gayret etmeyi kesenlere şöyle seslenmemiş miydi?
…
“Ey dipdiri meyyit*, 'İki el bir baş içindir.'
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?”
…
“Yazdıklarım sıradan şeyler aslında. Tepki toplaması garip geliyor bana. Yani 60 sene yaşayan ve 20 yılını uykuda geçiren bir insana 4 saat uyumayı öğreterek ona ömrünü uzatmayı teklif etmem tepki topluyorsa ben ne diyebilirim? Dünyada yüz binlerce insan savaş tehdidi altında kıvranırken, açlıktan ölen binlerce insan varken birinin çıkıp ‘Uyuma çalış, basit bir önyargıyla ömrünü heba etme!’ demesi tepki toplayacaksa yazmam gereken daha çok konu var.”diyor Erdal Demirkıran. Sadece uykunuzu azaltın demiyor yani.Az uyumak amaç değil :araç.Herkese günaydın diyor ve yazımı kitaptan bir alıntıyla bitiriyorum:
“Hadi uyan artık ,dünyanın sana ihtiyacı var.”
*meyyit:ölü |